Tarih olarak hatırlamadığım günün birinde bizim eve gelmişti Mario. Yine her zaman olduğu gibi
sokakların tüm kiri tozu
üzerimde, yorgun hargın içeri girdiğimde karşılamıştı beni. Tabii ki
Super Nintendo paketinin içindeki oyunlardan biri olarak. İşte o andan itibaren milyonlarca çocuk gibi benim için de
sokakta oyun oynamanın, envai çeşit atraksiyonun yerini, 51 ekran tüplü
Sony TV'deki video oyunları almıştı.
Uzun
süre de bu böyle
sürdü ve en çok
sevdiğim, en çok vakit geçirdiğim karakter de Mario olmuştu. Yıllar
sonra günümüzde Mario'nun bu denli büyüyeceğini, popüler olacağını tabii ki o zamanlar tahmin edemezdim,
ama zaten aklımda böyle bir düşünce de yoktu. Tek istediğim, tek düşündüğüm, prensesi kurtarmaktı. Evet, Mario'nun o efsane hikâyesindeki asıl hedef, prenses...
Nintendo'nun oyun dünyasına en büyük armağanı olan
Super Mario, geçtiğimiz günlerde 25. yıl dönümünü kutladı. Gelin biz de Mario tarihine kısaca bir bakış atalım.
Bir çocuğun hayal gücü, gün gelir milyonlarca kişiyi etkiler
Shigeru Miyamoto, çizim yapmayı, araştırmayı, gezmeyi ve çizgi roman okumayı
seviyordu. Daha çocuk yaşta düşündüklerinin ona büyüdüğünde yol göstereceğini ve Nintendo gibi büyük bir firmada çalışacağını henüz tahmin edemezdi,
ama hayal gücü fazlasıyla genişti. 16 Kasım 1952'de
Sonebe/Japonya'da doğan Miyamoto, mütevazi bir ailenin çocuğuydu. Yaşadığı yer, betonlaşmış
şehir mimarisinden
uzak, ona
huzur veren ve merakını
uyandıran bir yerdi. Böylece araştırma isteğini hiç bir zaman kaybetmedi ve çocukken
saatlerce süren yürüyüşler yaptı. Hatta bir keresinde daha önce hiç görmediği bir mağarayı keşfetti ve
sonrasında el feneriyle içeri girip yapısını incelemek istedi. Bunu yaptı da. Miyamoto, hayal gücüne çok fazla başvuruyordu, çünkü buna vakti vardı. Televizyon denen
sihirli kutulardan birine henüz aile olarak
sahip değildi. İyi ki de değildi...
Çocukluğunda yaptığı
şeyleri,
heyecan verici deneyimler olarak hatırladığını
söyleyen Miyamoto, 1970 yılında Kanazawa Munici Beceri ve El
Sanatları
Üniversitesi'ne girdi. Hayalperest biriydi. Okuldan mezun olduktan
sonra babasına gitti ve Hiroshi Yamauchi ile görüşmek istediğini ona bildirdi. Zira Yamauchi, babasının eski bir arkadaşı, o zamanlar da Nintendo'nun başkanıydı. Görüşme kabul edildi ve ardından ilk iş deneyimi başladı. Miyamoto, 1977 yılında Nintendo'nun
sanatçı kadrosunda çalışmaya başladı. Patlamayı ise, bir kaç yıl
sonra, tam da ona ihtiyaç duyulacak
sırada yapacaktı ve zaman gelip çatmıştı. Nintendo Amerika'nın mâli durumu kötüye gidiyordu. İşte Nintendo'nun bu dezavantajı, Miyamoto için bir dönüm noktası demekti...
(Merlinin Kazanı)